***Theresa Bathsheba Goell ***
***D.T : 17.Temmuz 1901 Ö.T: 1985 ***
***Amerikalı Arkeoloji Uzmanı ‘‘Dağın Kraliçesi” Theresa Goell ***
Türkiye'nin güneydoğusundaki Nemrud Dağ'ında yaptığı kazıları yönetmesiyle tanınan Amerikalı bir arkeologdu. New York'ta doğdu, Radcliffe College'da lisans derecesi aldı, ardından Cambridge Newnham College'dan mezun oldu ve daha sonra New York'ta New York ve Columbia Üniversitelerinde okudu
Burada ne işin var diye soranlara ben Nemrut'la evliyim derdi.
M.Ö. 1'inci yüzyılda kurulan Kommagene Krallığı, Hatay'dan doğuda Fırat Nehri’ne kadar uzanıyor ve Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'i içine alıyor. Theresa Goell'in amacı kutsal bir anıtın inşa edildiği Nemrut Dağı'nda Kral I. Anthiucus'un mezarını bulmaktı. Nemrut Dağı'ndaki arkeolojik kazılara 1953 yılında başlayabilen Goell, bu bölgede kazı çalışması yapan ilk kadın arkeolog olarak tarihe geçti. Goell'in ailesine yazdığı mektuplarla notları bir kitapta toplayan arkeolog Dr. Donald Sanders Goell'in arkeoloji dünyasına büyük katkısı olduğunu söylüyor. Sanders şöyle konuşuyor: “Geçtiğimiz yıllarda kadın arkeologlar hakkında bir kitap basıldı. Arkeoloji çoğunlukla erkeklerin ilgisini çeken bir alan olduğu için kadın arkeologların sayısı oldukça az. Kitapta Goell'in çalışmalarına da yer verildi. Çünkü Goell, sadece bölgenin tüm dünyaca tanınmasını değil, bölgede yaşayan yerel halkın ve yöneticilerin bütünleşmesini de sağladı. Tüm arkeologlar bunu hedefler.”
yaklaşık 70 yaşına kadar kazı çalışmalarını sürdüren Goell'in Nemrut Dağı bölgesinde büyük saygı gördüğünü anlatıyor. Lubell, “Kazı çalışmalarını yaptığı bölgeyi ziyaret ettiğimde onunla çalışmış işçilerle tanıştım. Oldukça yoksul bir bölgeye iş imkanları getirdiği için bölge halkı ona minnettardı,” diye konuşuyor. Yaklaşık 2000 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı'ndaki zor koşullar ve sert iklimin yanı sıra; gençlik yıllarında başlayan ve sağırlığa yol açan rahatsızlığı bile Goell'in hayalini gerçekleştirmesini engelleyememiş. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen ve Nemrut Dağı'nda çalışırken Türkçe de öğrenen Goell, tercüman kullanmayı reddetmiş. Martha Goell Lubell, “Çok kolay iletişim kuruyordu ve dudak okumayı öğrenmişti.
Goell’inkalabalık ekibinde mutlaka bir doktor olurdu. Doktorun kamptaki çadırı yerel ahalinin fahri dispanseri gibi bir işlev de görüyordu. O doktorlar, sıtma ve trahom gibi bulaşıcı hastalıklardan kırılan ahalinin, özellikle çocukların şifa umuduydu. Onların gerilip, “gidin başımdan” baş belaları der gibi bir tutumlarına tanık olmadık. Sabırla, her gelene bakmaya çalışır, gücü yeten hastalıklar için biraz ilaç verip evlerine yollardı.
Ağır vaka hastalar ise, zaman zamanMiskuel’in küçük arazi Jeep’iyle önce Kâhta’ya, olmadı Adıyaman’a taşınırdı.
0 Yorumlar